27 Aralık 2011 Salı

Dünyanın En Yüksek Binası

Dünyanın en yüksek binası, 4 Ocak 2010 tarihinde açılan 200 katlı BURJ KHALIFA DUBAI'dir. Uzmanlara göre en az 10 yıl daha rekoru kırılamayacak. 828 metre yüksekliğe sahip binanın cephesi, rüzgar yükünü hafifletmek için dairesel biçimler kullanılarak tasarlanmıştır. 165 katlı binanın 124. katı, dünyanın halka açık en yüksek ve teraslı gözlem alanı olarak kullanılıyor. 160 lüks otel odası ve suite, 57 asansör, 1044 daire, 3000 araçlık kapalı park alanı bulunan binanın inşaasında 12000 işçinin çalıştığı kaydedilmiş. .Ayrıca 330000 ton metreküp beton, 39000 ton çelik, 28261 adet cam panel kullanılmıştır. 


Siyah / Beyaz / Yeşil - Turkuaz :D

İstanbul'da, boğazda, denize yakın yaşayınca ister istemez bir çok insanın en sevdiği renkler arasına giriyor turkuaz ve doğal yeşiller. 

Siyah ve beyazla birlikte tasarlandığında da bakmaya doyulmaz iç mekanlar yaratıyor bu renkler. Turkuazlı yeşilli  kombinasyonun modern bir çizgiye sahip olması için de  grafik desenler ve geometrik formlar vazgeçilmez oluyor. Yalnız böyle bir iç mekan uygulamasında estetik güzelliğe rağmen bazı zorluklar var. 

 Öncelikle, eğer sıkılgan bir yapıya sahipseniz böyle bir dekorasyonu önermiyorum çünkü değişiklik istediğinizde her şeyi değiştirmek zorunda kalabilirsiniz. Ayrıca kullandığınız turkuaz veya yeşil tonları uyumlu değilse ve çok fazla ton aynı anda kullanıldıysa göz yorucu olabilir. 

Bunlara rağmen hala evinizin, ofisinizin, banyonuzun ya da herhangi bir yaşam alanınızın dekorasyonunda siyah/beyaz/yeşil-turkuaz kombinasyonunu kullanmayı düşünüyorsanız daha fazla örnek için tık tık :D






                 
                                                                                                                Bahar Özlem Ergel

26 Aralık 2011 Pazartesi

Galata Kulesi Gezisi

Geçtiğimiz Pazar günü (18 Aralık 2011) günü Galata Kulesi'ne doğru küçük bir gezi yaptım. Bu konuda bazı eleştirilerim olacak. 


Öncelikle etrafındaki genel mekanların güzel düzenlenmiş olduğunu düşünüyorum. Ancak korumaya aldıkları bölüm olan yapı dış cephesi için turuncu inşaat girilmezlerinden kullanmaları pek hoş olmamış, görüntü bütünlüğünü bozmayacak bir detay daha iyi olabilirdi. 

İç mekanda asansör kullanılması da ayrı bir ironi tabii... Hatta aynı asansörü kullandığımız bir turist "asla böyle bir şeyin içinde olacağımı tahmin etmedim" diyerek tarihi bir mekanda son derece modern asansörün bulunmasını açıkça yadırgadı.  
Gift shop gayet güzel düzenlenmiş, açıkça her şeyin görülebileği gibi... Fiyatlar da, yurt dışında olduğu gibi dudak uçuklatıcı değil. Ancak alınan hediyelik eşyaların tuhafiyeci poşetlerine konması komik olmuş. Bu durum bana kültür ve sanat ortamlarında pazarlama konusunda pek bilgili olunmadığını bir kez daha gösterdi. Sarı naylon poşet yerine baskılı bir craft kağıdı daha estetik ve doğa dostu olabilirdi. 

Gelelim en büyük ve korkunç konuya... Ziyaretçi ücretleri: 
T.C. 5,5 TL
Yabancı 11TL 
Buna yorum yapmıyorum, size bırakıyorum... 

                                                      Bahar Özlem Ergel

Buchingham Interior Design Office

Chicago'da yer alan bu ofis, iç mekan tasarımcısı Julia Buckingham Edelmann'ın showroomu. Bir tasarım ofisi olmasının yanı sıra farklı sanatçıların eserlerinin ya da dünyanın farklı bölgelerinden getirilen objelerin sergilenmesi için de bir alan. 














                                                                                                       Bahar Özlem Ergel

25 Aralık 2011 Pazar

Karton Tasarımlar

Amsterdam'da bir ofis (Crative Agency Nothing) iç mekan tasarımının neredeyse tamamını karton kullanarak yapmış. Alrik Koudenburg ve Joost van Bleiswijk tarafından tasarlanan ofis, şirketin kuruluş felsefesine dayanarak tasarlanmış. "taking nothing and turning it into something" (hiçbir şey alma ve bir şeye çevir) sloganıyla tasasımlar üreten ofiste duvarlar, tabelalar, masa, raf merdiven ve hatta kirişler yalnızca karton kullanılarak üretilmiş. Şu anda yapılan karton tasarımların da fikir babası olduğu söylenebilir. 
Hayranlığımı gizleyemeyeceğim doğrusu... 










                                                                                                                Bahar Özlem Ergel

23 Aralık 2011 Cuma

Rengarenk Bir Hayat...

Bayanlar genelde rengarenk odaları pek sever. Yastıklar, vazolar, ayna ve diğer dekoratif ürünlerle görsel zenginliği artan mekanlar hem keyifli zamanlar geçirmenizi sağlar hem de uyumlu tonlarıyla kendinizi daha enerjik hissetmenize yardımcı olurlar. Bende derin etkisi oldu aşağıdaki karelerin, odamı yeniden dekore etmek istedim. Bakalım sizin ilham perileriniz de başlayacak mı uçuşmaya...

Daha fazlası için tık tık :D


yukarıdaki düzenlemede gövdesi renkli kumaşla kaplanmış mankenler mekana ayrı bir estetik detay katmış



Bu düzenleme odasını yenilemek ve odasına bir okuma köşesi eklemek isteyen kuzenim için bol bol dekorasyon fikri oluşturmamı sağladı. 










                             
                                                           Bahar Özlem Ergel

9 Aralık 2011 Cuma

Tüketim Çılgınlığı: içimden geldiği gibi...

Modernizmle gelen birey anlayışı insan topluluklarını bir ayrışmaya sürüklerken bireyi yalnızlaştırır ve geometrik düzlemler arasına sıkıştırır. Gelenekten kopuş anlamına gelen bu dönüşüm ironik olarak insanları birbirinden ayırırken topyekûn dünyayı birbirine bağlar. Izgaralarla bölünmüş paralel ve kesişen yollar özgürlük sloganları attırırken planlanmış bir hayatı yaşamaya zorlar. Ana renklerle belirlenmiş katı ve kastsı statü belirlemelere rağmen aşağı ve yukarı arasında sonsuz bir sirkülasyon oluşur. Hiçe sayma ile son derece önemseme arasında artık bir iç içe geçiş söz konusudur.

Ludwig Mies van der Rohe’nin Barcelona Chair adlı tasarımı modernizmin bu dönüşümü için önemli bir imge ve yeni haliyle bir metadır. Modernizm bir sandalyeyi sanat eseri yaparken aynı modernizm bunun ucuz kopyalarını yaparak bir eseri indirgemekte ve pespaye bir dokunuşla onu hiçe saymaktadır. Bir tasarımın özgünlüğü ve değeri sadece görüntüsünde değil, aynı zamanda hissedilişindedir. Kavramsal olarak ortaya koydukları, bir tasarımı zamansız hale getirir. Ancak tasarım üzerinden kar amacı güdülerek oluşturulan basit kopyaları, bir tasarımı tükenip bitecek bir meta haline getirir. Bu durumda da alıcı sadece bir ihtiyaç nesnesi aldığını düşünerek esere gereken değeri vermeden, onu tanıyıp hissetmeden ve içselleştiremeden tüketilmesi için ortaya atılmış bir diğerine hücum eder.

(Benim ve diğer herkesin içinde olduğu tüketim çılgınlığına gelsin...)

                                                                                                                     © Bahar Özlem Ergel